3 Eylül 2010 Cuma

Futbolun "Mesaj"ları

Real Madrid'e transfer olan Mesut Özil Almanya'nın Belçika karşısındaki 11'inde idi. Öyle ahım şahım bir oyun da çıkarmadı. 88.dakikada oyundan alındı. Almanya'nın maçı önde götürmesi de Mesut Özil'in daha önce oyundan alınmamasına neden olmuş olabilir. Sanırım bu , bir sonraki maç için bir mesajdır oyuncuya.
Bizim teknik direktörlerimiz böyle bir durumda oyuncuyu ilk yanlış hareketinde dışarı alırlardı . Amaç, mesaj vermektir : "Real Madrid'e de gitsen burada patron benim , oyundan alırım."
Bir de "alkışlatmak için oyundan aldı" inanışı vardır. Son dakikalarda oyundan alınanın yerine giren "figüran" durumuna düşer.
Milli olma sayısı düşünülerek son dakikada kendisine "milli forma teslim edilen"ler de vardır.
Geçmişte kendi takımında oynamayan oyuncuları oynatan teknik direktörler de gördük. Mesaj açık orada da : "Sizin oynatamadığınızı  BEN oynatırım"
Böyle, anlamı kişiselleştirilebilecek mesajlara tanık olunca futbolun bir taktik işi olmadığını düşünüyorum bazen.
Şimdi kendi takımında oynamayan Kazım'ı milli kadroya almışlar ve oynattılar. Oğuz Çetin seçtiği , Hiddink oynattığı için bu olayda "Avrupalı kafa"nın etkisi üzerine yorum yapmak için erken. Takım kazandıkça da sorun olmayacak.
Brezilyalı oyuncuların özellikle Türkiye'ye transfer döneminde milli takıma alınıp sonra bir daha hatırlanmamaları da bir Brezilya'nın ihracat oyunu gibi geliyor bana.
Gazetelerdeki transfer dedikodularının oyuncu menecerlerinin gayretleri sonucu olduğu da açık değil mi ! Gazeteler bu oyuna nasıl düşerler acaba ?
Rijkaard'ın beden dili de kendi başına mesaj !
Oyuncuların gol sevinçleri de mesaj iletmek için kullanılıyor. En son maçta , Alex'in kornerden gelen pasını Lugano kafa ile gol yaptıktan sonra Alex,Lugano ve Bilica'nın birbirlerine sarılırken etrafa attıkları bakışlar ile nasıl bir mesaj verdiklerini de gidişattan çıkaracağız artık.
Melih Anık

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder