7 Ağustos 2011 Pazar

Arda Turan’ın Zihinsel Durumu


“Trabzon’dan haber.net” sayfası  HaberTürk’den bir haberi vermiş. (http://www.trabzondanhaber.net/7409-haber-arda-turan-trabzonspor-sampiyon-olsun.aspx)
Arda Turan: 'Trabzonspor şampiyon olsun'
Galatasaray'ın yıldızı Arda'dan samimi açıklamalar: Fenerbahçe şampiyon olursa evden çıkamayız!
Galatasaray'ın yıldız futbolcusu Arda Turan, NTV Spor'a konuştu. Şampiyonluk yolunda Trabzonspor'u desteklediğini açıkça ifade eden Arda, "Dürüst olmak gerekirse Fenerbahçe'nin değil Trabzonspor'un şampiyon olmasını istiyorum. İkimiz de ezeli rakibiz. Fenerbahçe şampiyon olursa biz evden dışarı çıkamıyoruz. Biz şampiyon olduğumuzda da onlar çıkamıyor. Onun için Trabzonspor'un şampiyon olmasını istiyorum. Bir de Trabzonspor'da Selçuk oynuyor. O benim Manisaspor'dayken oda arkadaşımdı. Trabzon şampiyon olursa Selçuk'un dilinden de kurtulurum" şeklinde konuştu.”
Haberi Trabzon’lu bir sitenin yayımlaması da ilginç. Örneğin Arda “Fenerbahçe’nin şampiyon olmasını isterim” diyebilir mi, dese haber alınır mıydı? Alınsa, bu itiraflara “samimi” denir miydi?
Haberin tarihi 21 Nisan 2011. 10 Nisan 2011 de Galatasaray ile Trabzonspor İstanbul’da karşılaştı ve maçı Trabzonspor 1-0 kazandı. Arda Turan maçın ilk 11’deydi. 90 dakika da sahada kaldı.Gol 81.dakikada geldi. O tarih itibariyle Galatasaray’ın şampiyonluk umudu, kümede kalma gibi bir korkusu yoktu. (http://www.tff.org/Default.aspx?pageId=397&macId=87153) Arda'nın "arkadaşım" dediği Selçuk İnan sonradan Galatasaray’a transfer oldu. Sonuç Galatasaray'ın "hedef"sizliğine bağlandı. 
Maç seyircisiz oynandı. Taraftarın içinde Trabzon’un maçı kaybetmesini Fenerbahçe’nin şampiyon olmasını isteyen tek bir Galatasaraylı çıkar mıydı? (Bu sayıya diğer Galatasaraylı futbolcular, futbol yöneticileri, medyanın kalemşorları da dahil.) Aynı durumda kalsa, Fenerbahçeli, Beşiktaşlı farklı düşünür mü? Hayır.
Ben Arda Turan’ın samimiyetine, dürüstlüğüne, şike yapmayacağına, yapmadığına inanıyorum. Dikkat edilecek olursa Arda “evden çıkamamaktan” söz ediyor, yani toplumsal baskı onu bu hale getiriyor. (Zira taraftar olayı başlatıyor.) Bilinç altında böyle bir korkuyu barındıran bir beyin ayaklara nasıl hükmeder, beden ne kadar direnç gösterir? Aklından bu düşünceleri geçiren bir sporcunun saha içindeki davranışı nasıl olur? Bu tür bir durumun sadece Arda için değil pek çok sporcu için Türkiye’de geçerli olmadığını söylemek mümkün mü? Gönül kırıklıkları vb duygusal nedenler dolayısıyla oluşan performans değişikliklerinin(olumlu ya da olumsuz) maçın skoruna tesiri yok mudur ve ne kadardır acaba? (Fenerbahçe'den Gaziantepspor'a gönderilen Olcan Adın, Fenerbahçe'ye karşı olağanüstü başarılı ve hırslı oynadı.)
Sporda kural dışı olayların tartışıldığı bir dönemde medyanın daha 20’li yaşlarda olan sporcuları “konuşturma”, onları  “haber yapma” standartlarını, toplumsal baskılar ile  sporcularımızı manen içine sürüklediğimiz kaosu düzeltmenin çarelerini düşünmemiz gerekmiyor mu? Olayın seyirci(biz) ile başladığını görmemiz gerekmiyor mu? Bunu çözemezsek spordaki kaosu da kökten çözemeyiz. Bu sorunun çözümü de bence ekonomi ve kültürden geçer, mahkemeden değil.
Melih Anık

1 yorum: