27 Haziran 2010 Pazar

Teknik Direktör Aykut Kocaman ile Fenerbahçe’nin Yeni Görünümü

2009 Haziran ayında , Fenerbahçe ,  efsane futbolcularından Aykut Kocaman’ı  Fenerbahçe Spor Kulübü Futbol Şubesi Sportif Direktörlüğü'ne getirmişti.
Aziz Yıldırım ,imza töreninde: “Sportif direktörlük geniş bir kapsam. Aykut'la beraber düşüncelerimizi ve koymuş olduğumuz hedefleri, önümüzdeki 3 yıl içinde inşallah yerine getireceğiz. Ondan sonraki yıllarda da bu sportif direktörlüğün esas amacı olan tüm bu şubeyi idare etme pozisyonuna inşallah Aykut Kocaman bu kulüpte gelecektir.
…..
3 yıllık dönemin ardından bu sportif direktörlüğü yapması gereken ki ; Avrupai anlamda söylüyorum bunları, yapması gereken konuları, Aykut Kocaman bu kulüpte yapacaktır'' demişti.


Aykut Kocaman da o gün yaptığı konuşmada “Başkanımızın da ifade ettiği gibi çok farklı bir kulvar olacağını biliyorum. 25 yıldır futbolun içindeyim ancak bugüne kadar futbolcu ve teknik direktör olarak bu işlerin içindeydim, nonstop bugüne kadar geldim. Bugün itibariyle Fenerbahçe camiası içinde biraz daha farklı bir kulvarda koşacağız” demişti.
Her iki taraf  “farklı” bir hedefe doğru yürüdüklerini konuşmaları ile açıkça ortaya koymuşlardı.
Fenerbahçe , futbolda kurumsal bir yönetimin temellerini atmayı ve bir model oluşturmayı  kararlaştırmıştı.
Aradan henüz bir yıl geçti . Aykut Kocaman , onu bir yıl önce 3 yıl için Sportif Direktörlüğe getiren yönetim tarafından bu kez Teknik Direktör olarak atandı.
Bu atamanın nasıl bir hedef ile yapıldığı çok açık değil. Ama geçen sene konulan hedeften farklı olduğu çok açık. Teknik Direktörü atama dahil futbol şubesi ile ilgili tüm faaliyetlerden sorumlu olması  gereken “Sportif Direktör” Kocaman , “Teknik Direktör” olmaktadır. Bu anlamda Fenerbahçe hedeflediği yapılanmadan bir yıl içinde vazgeçmiş görünmektedir.
Aziz Yıldırım,kendisi ile yapılan bir söyleşide “kulüp içinden ve futboldan gelmiş , lisan ve dünyayı bilen bir aday vardı da biz mi atamıyoruz! ” diyerek zihnindeki yönetici adayını açık ederken camiaya bakış açısını da ortaya koymuştur.
Geçen sezon başında Daum'u Teknik Direktör olarak bizzat kendisi atayan yönetim , hedeflediği "Sportif Direktör"  pozisyonunun içini boşaltmıştı ; bunu da kurumsallaşma için 3 yıllık geçiş döneminin hedeflendiği gerekçesi ile açıklamıştı.
Geçen bir sene içinde gerek yönetim gerekse Kocaman konuşmalarında , hedeflenen kurumsallaşmaya gitmediği açık olan bir yolda yüründüğünü gösteren beyanlarda bulunmuşlardır.
Kurumsallaşma modelleri , güvenilen ve inanılan insanlara "her şeye rağmen" sorumluluk vermekle oluşturulur.Yani "yarım" bırakılmış uygulama ile "bütün"e ulaşmak olanaklı değildir.
Tüm yaşananlar ve gelinen nokta Kocaman’a verilen yeni görevin kapsamını da ortaya koymaktadır ve de gelecek sezon için tehditleri de içermektedir.
Futboldaki geçmiş kişisel başarıları , insani yönleri inkâr edilemeyecek olan  Kocaman’ın en büyük eksiği “ego”sunun yeterince yüksek olmamasıdır. “Camianın çocuğu” tanımı kendisine çok yakışmaktadır ama maalesef görevini yapmasına engel teşkil edecek bir tanımlamadır.
Kocaman’ın başarılı olması onun hak ettiği bir ödüldür ama bu başarının gerçekleşmesi olasılığı üzerinde pek çok tereddüt vardır ve de başarısızlıkta Kocaman’ın payı en az olacaktır.
 “Gitmek ve kalmak” arasında kaldığı muhtemel olan Kocaman’ın görevi kabul ederken çok zorlandığını söylemek "empati"nin ortaya çıkardığı bir gerçektir.  
Her iki taraf durumdan memnun ise söylenecek bir şey kalmamıştır ama sorulması gereken bir soru vardır  : Kurumsallaşmayı  dilinden düşürmeyen bir camiada  bu son gelişme , Fenerbahçe’yi , sınama yanılma yoluyla doğrunun bulunduğu bir  “yaz-boz tahtası” durumuna  düşürmemiş midir ?

Melih Anık


not: Fenerbahçe Yönetim'i (=Aziz Yıldırım) , tepkiler karşısında Aykut Kocaman'ın aynı zamanda Sportif Direktör olduğunu açıkladı . Açıklamanın uslubu , "Hadi onu da olsun!" havasında geldi bana.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder